Yaþamýný Turgutreis'te sürdüren Osman Necmi Gürmen ile bir söyleþi

Yazar: Ýkbal Çiðdem Damar
Bu Yazý Bodrumlife Sayý 21 Ekim 2011 tarihli dergide yayýnlanmýþtýr.
“Benim bütün isteðim, arzum ezber bozmak!”
Yaþam öyküsünü okuduðunuzda eminim siz de Osman Necmi Gürmen’in nasýl bu kadar çok ilginç þeyi dolu dolu bir arada yaþadýðýna þaþýracaksýnýz. Kendisini pek çok sýfatla anabiliriz; aþiret reisi, ilçe parti baþkaný, gazete yurtdýþý muhabiri, paþa torunu, turizmci, denizci vesaire… Fakat dikkatimiz onun þimdi Halikarnas Disko olan mekâný ilk önce otel olarak inþa etmesine ve 10 yýl boyunca iþletmesine yöneliyor. Ayný zamanda Bodrum’da ticari amaçla Mavi Yolculuk düzenleyen ilk kiþilerden birisi o.
Fakat bana kalýrsa böyle bir hayata sýðdýrdýðý en önemli þey, yazdýðý kitaplar. Fransýz Gazeteci ve Yazar Francoise Xenakis’den alýntýlayacak olursak "Osman Necmi Gürmen’in yazýsý konuþuyor, patlýyor, dokunuyor!". L'echarpe d'iris adlý ilk romanýný Fransýz dilinde yazdýðýný ve kitabýn Fransýz yayýncý Gallimard tarafýndan yayýnlandýðýný hatýrlarsak bu sözlere þaþýrmamak gerek. 2006’da yayýnlandýðýnda ülkemizde çok satanlar listesine giren Râna’yý hatýrlarsýnýz. Roman 1905-1928 yýllarý arasýnda Ýstanbul’da geçerken arka fonda o dönemin Ýstanbul’unu ve olaylarýný izliyoruz. Râna aklý ve çeliþkileriyle inançlarýmýzý, kendimizi sorgulatýyor bize. Tam da yazarýnýn söyleþimizde dediði gibi: “Benim bütün isteðim, arzum ezber bozmak!” Derin bir tarih araþtýrmasý ve bilgisiyle yazdýðý son romaný Neydi Suçun Zeliha?’da ise Haçlý Seferlerine, 1095 yýlýna uzanýyor. Hasbelkader Urfa’da bir araya gelmiþ farklý dinlere sahip 5 kiþinin kendilerini içinde bulduklarý çeliþkili durumu, kadim doða dinlerin- deki tanrýça, bereket sembolü olan kadýnla tek tanrýlý dinlerde yeri tamamen farklýlaþan kadýný ve günümüzde bile gündemi meþgul eden pek çok þeyi anlatýyor. Ýzlenimim ve dileðim odur ki Osman Necmi Gürmen hayatýnýn son dakikalarýna kadar yazý yazmaktan ve araþtýrma yapmaktan vazgeçmeyecek ve vazgeçmesin sakýn. Bu satýrlarda ancak Osman Necmi Gürmen ve Bodrum iliþkisine kýsaca yer vermek mümkün oldu, bu yüzden daha fazlasýný merak edenlere Ayþe Arman’ýn Osman Necmi Gürmen ile yaptýðý ve 21 Mart 2010’da Hürriyet Gazetesi’nde yayýnlanan söyleþisini okumalarýný tavsiye ederim. þžimdi gelelim, yazarýmýzýn kendi aðzýndan anlattýklarýna. Bakalým Bodrum’a nasýl ve ne zaman gelmiþ? Hangi rüzgâr onu Bodrum’a atmýþ?
Avram Yokuþu’ndan Bodrum’a geliþ “Ben Bodrum’a ilk 1966 yýlýnda geldim. Baba tarafým þarklýdýr, baþýmýzdan bin bir türlü kan davasý geçti, yazýlarýmý sakin bir yerde yazmak ve biran önce oturup yazýlarýma baþlamak istiyordum. Ýstanbul’a gitmek üzere yola çýktým, Mersin’den sonra kýyý kýyý giderken pek fazla kimsenin tanýyýp bilmediði ücra bir köy olan Bodrum, sapa geldi ve uðramadan geçtim. O zamanlar Denizyollarý’nýn Ýstanbul Antakya seferini yapan gemisi Bodrum’a da uðruyor ve gidenler anlatýyorlardý ‘Bodrum diye bir yer var mutlaka gidin görün’ diye. Rahmetli teyzem de Ýstanbul’a döndüðümde bana sordu ‘Bodrum’a gittin mi, gördün mü?’ diye. Ben ‘çok sapa geldi, uðramadým’ dedim fakat bir süre sonra Bodrum’a gelmek üzere yola çýktým. O zamanlar yollar çok kötü, yanlýþlýkla Bodrum diye Güllük’e gittim, geri döndüm, derken Avram Yokuþu diye bir yer var, Bodrum’a gelmeden önce, orayý da geçtikten sonra sonunda Bodrum’a geldim. ” - Avram Yokuþu mu? Avram Galanti* ile bir ilgisi var mý?
Hayýr, hiç ilgisi yok. Ben size neden öyle dendiðini anlatayým. Eskiden burada þimdiki gibi yol mol yok, köhne otobüsler buradan yola çýkarlar Milas’a giderler, giderken de bir yokuþ vardýr saatlerce dönersin dönersin bitmez, o yokuþu geçerlerdi. O yokuþun bir de iniþi vardý ve bir gün o eski otobüsün freni patlýyor oradan inerken. Yolculardan Avram Bey diye birisi paniðe kapýlýp kendini otobüsten aþaðý atýnca kafasýný çarpýp ölüyor. Bu yüzden o yokuþun adý Avram yokuþu olarak kalýyor. - Nedense artýk hiçbirimiz bilmiyoruz böyle bir yerin varlýðýný. Avram Yokuþu’ndan sonra tepeye vardýðýmýzda bir de baktým karþýmda ýþýl ýþýl bir yer “tamam” dedim “geldik, Bodrum’u bulduk” ama meðer orasý Kos imiþ. O zaman nerde Bodrum’da elektrik? Lambalarla aydýnlanýyordu herkes. Bir kaç yýl sonra mazotla çalýþan bir motor alýndý belediyeye fakat o da gecede 2 saat elektrik veriyordu sadece. Otel filan yok, Artemis Pansiyon diye bir pansiyon vardý – þimdi hâlâ var Artemis Pansiyon- Dereaðzý’nda (Azmakbaþý), o kadar. Orada yer yoksa gelenler tek tük ev pansiyonlarda kalýyordu. Bir de çarþýda iki köfteci dükkâný vardý. Birisi Hasan Subaþý ve Ramazan Subaþý kardeþlerinki diðeri de Kasa’nýn Ýsmail’in köfteci dükkâný.
Ýsmail Kasa’nýn lezzetli köfteleri
Ýsmail Kasa köfte hamurunu yoðurur, pilavýný yapar, sonra her þeyi öylece býrakýr giderdi. Gelenler köftelerini ýzgarada piþirirler, pilavdan alýrlar ve gönüllerinden ne koparsa oraya kumbaranýn içine atýp giderlerdi. Sonradan Ýsmail Kasa Bodrum’da ilk kaptan ehliyetini alan kiþi oldu. Ben buraya geldiðimde durum buydu. Otel açmak gibi bir niyetim filan yoktu. Sakin bir köþede yazýlarýmý yazmak istiyordum. þžeytan dürttü herhalde, burada oturup yazý yazacaðýma gittim otel kurdum.
Halikarnas Disko’yu 1966’da otel olarak inþa edip kuran ve iþleten kiþi
-Bodrum’un ilk akla gelen eðlence yerlerinden biri olan Halikarnas Disko’yu 1966’da otel olarak inþa edip kuran ve iþleten kiþi sizsiniz. Nasýl oldu bu? Ben o zaman Artemis Pansiyon’da kalýrken karþýmda bir de baktým çok güzel bir yarýmada duruyor. Gözüm takýldý. Sordum soruþturdum, orada Bodrum’un eþrafýndan Nalbantoðlu ailesinin oturduðunu öðrendim. Gittim Ali Nalbantoðlu ile görüþtüm “satar mýsýnýz, yoksa kiraya mý verirsiniz?” diye sordum. Bende biraz bezirgânlýk olsa satýn alýrdým orayý fakat almadým. Konuþtuk, anlaþtýk. Yaptýklarýmý kira süresi sonunda mülk sahibine býrakmak üzere otel yapmam için 10 yýllýðýna kiraya verdiler. Bunu duyan birçok kiþi bana “deli” dedi fakat yabancýlarýn seçip beðendiði çok da sevimli 70 yataklý bir otel yaptým orasýný. Halikarnas Otel böyle baþladý. Zaten yýlýn büyük bir bölümünde yurtdýþýndaydým, ayrýca Almanya’ya Fransa’ya gidip görüþmeler yaparak ecnebi turistlerin Halikarnas Otel’e gelmesini saðladým. Kira sürem dolduðunda yani 10 yýl sonra Turgut Nalbantoðlu kendisi iþletmek istedi. Ona býraktým. Dýþarýdan göründüðü gibi kolay bir iþ deðildir bu. Nitekim Turgut Nalbantoðlu iþletmeciliði fazla sürdürmedi. Bir yýl sonra þimdiki iþletmecisi olan ve Siverekli olduðum için buraya gelmeden önce babasýný da tanýyor olduðum Diyarbakýrlý Süleyman Demir’e devretti.
Bodrum’u Bodrum yapan, coðrafyasý ve Bodrum halkýnýn müttefikliðidir
-Sizce Bodrum’u Bodrum yapan nedir?
Bence Bodrum’u Bodrum yapan iki þeyden birincisi coðrafi konumu ve güzelliðidir. Bir diðeri de halkýnýn dýþarýdan gelenlere karþý müttefik oluþu. Anadolu’yu gezdiyseniz bilirsiniz, misafirperverdirler fakat bir mesafe vardýr arada, uzak dururlar, hissedersiniz. Hâlbuki Bodrumlular öyle deðildir, size sadece evlerini deðil kalplerini de açarlar. þžakalaþýrlar, beraber gülersiniz. Müttefiktirler. Benim için Bodrum’u Bodrum yapan bu ikisidir öncelikle.
Bodrum yarýmadasýnýn en güzel yeri Gümüþlük
-Bodrum yarýmadasýnda en çok nereyi beðeniyorsunuz? Gümüþlük’ü beðenirim. Bodrum yarýmadasýnda ilk defa oradan arazi aldým yýllar önce fakat satmam gerekti ve sattým. þžimdi eski hali pek kalmadý, tüm sahili birbiriyle iç içe balýk restoranlarýyla doldu. Neredeyse balýk istifi oturulan o lokantalar olmasa daha çok severdim Gümüþlük’ü.
D-Marin dünya standartlarýnýn ötesinde bir hizmet veriyor
-Paris’te yaþýyorsunuz. Oradan baktýðýnýzda bir turizm merkezi olarak Bodrum nasýl görünüyor?
“Bir kere þunu söylemek lazým, dýþarýdan bakýnca Türkiye ekonomik açýdan olsun, yenilikler açýsýndan olsun çok iyi görünüyor. Ataða kalkmýþ bir ülke. Örneðin biz eþimle Fransa’dan buraya teknemiz Papirüs ile geldik, D-Marin’de kalýyoruz ve marina hizmetlerinden çok memnunuz. Marina’ya girerken veya çýkmak için hareket ettiðimizde her zaman görevliler bir olumsuzluk yaþanmamasý için gözetimde oluyorlar. Sadece bu deðil, her açýdan çok iyi hizmet verilen bir marina D-Marin. Uzun zamandýr buradayýz ve ne bir hýrsýzlýk ne bir vukuata rastlamadýk. Fakat Fransa’da üstelik dünyanýn en iyi marinalarýndan olduðu söylenen ve hizmetleri çok pahalý olan bir marinada teknemiz soyuldu ve hiç kimse sorumluluk almadý. Bu sadece bir örnek, bunun gibi pek çok þey anlatabilirim size. ” Sohbetimiz sadece yukarýda yazýlanlardan ibaret deðil elbette. Osman Necmi Gürmen’in anlattýklarýnýn hepsi yazýlmaya deðer þeyler olmasýna raðmen ne yazýk ki yerimiz bu kadarýna elveriyor. þžimdi o Paris, Pigalle’de yeni kitabý için hummalý bir çalýþma içinde yazmayý sürdürürken bizlere de yeni kitabýný merak etmek ve yayýnlanacaðý günü beklemek düþüyor.
* Avram Galanti Bodrumlu: (4 Ocak 1873, Bodrum - 8 Aðustos 1961, Ýstanbul), Yahudi asýllý Türk eðitimci, siyaset adamý ve Türk milliyetçisi. Soyadý Kanunu ile Bodrumlu soyadýný almýþtýr.
Yaþam Öyküsü
Osman Necmi Gürmen, 1927 yýlýnda doðdu. Siverekli Hacý’an (Bucak) Aþireti’nin reisi Osman Paþa’nýn torunudur. Ýlkokulu Göztepe Taþ Mektebi’nde okudu. 1946 yýlýnda Saint Joseph Fransýz Lisesi’ni bitirdikten sonra öðrenimine devam etmek için Fransa’ya gitti. 1952 yýlýnda Türkiye’ye döndü ve 1966’ya kadar Siverek’te yaþadý. Aþiretin iki kolu arasýndaki kan davasý nedeniyle zor seneler geçirdi. Siyasete girerek Adalet Partisi’nin Siverek ilçe baþkaný oldu. Kan davasýný sonlandýrmak için alýnan karar gereði Siverek’i terk etti. Fransa’ya giderek Hürriyet Gazetesi’nin Paris muhabiri oldu, sekiz yýl kadar muhabirlik yaptý. Bodrum’a yerleþti, bir otel kurdu ve 10 yýl otel iþletti. 1976’da Bodrum’dan ayrýlýp Fransa’ya yerleþti ve romanlarýný yayýmlamaya baþladý. Fransýzca kaleme aldýðý ilk roman L'echarpe d'iris 1976 yýlýnda Paris'te Gallimard tarafýndan basýldý. 1977 yýlýnda Hürriyet Yayýnlarý tarafýndan Ebem Kuþaðý adýyla yayýmlandý. 2003 yýlýnda Menler yayýnlarý, eseri Delibozuklar Çiftliði adýyla yeniden yayýmladý. Gürmen ikinci kitabýný Türkçe olarak ele aldý. Kýlýç, Uykuda Vurulur adlý roman, 1978'de Hürriyet Yayýnlarý tarafýndan basýldý. 1979'da eser, Fransýzcaya çevrilip L'espadon adýyla Gallimard tarafindan yayýmlandý. 1981'de Norveççeye çevrilerek Oslo'daki Aschehoug Yayýnevi tarafýndan Sverdfisken adýyla basýldý. Engin Cezzar, bu kitabý filme çekme giriþiminde bulundu ancak proje gerçekleþmedi. 2003 yýlýnda Menler Yayýnlarý Kýlýç Uykuda Vurulur'un yeni baskýsýný yaptý. Osman Necmi Gürmen, ikinci romanýndan sonra yazmaya uzun süre ara verdi. Doksanlý yýllarýn baþýnda Fransýzca olarak yeni bir roman yazmaya giriþti. 16. yüzyýldaki Akdeniz’i konu edinen bir roman yazdý. Ancak bu romaný önce Türkçe yayýmlamaya karar verdi. Kitabýn çevirisi sürerken 2006 yýlýnda annesinin hayatýný anlattýðý Râna adlý romaný yayýmlayarak edebiyat dünyasýna döndü. Bu roman, “Çok Satanlar ” listesine girdi. 16. yüzyýl Akdenizi’nin romaný Mühtedi ise Mart 2007’de yayýmlandý. Yazar, 2008 yýlýnda “Kýlýç, Uykuda Uyur” romanýný yeniden kaleme alarak Ah Vre Sevda adýyla yayýmladý. Osman Necmi Gürmen, halen Paris-Ýstanbul-Bodrum üçgeninde yaþýyor.
Osman Necmi Gürmen’in Kitaplarý
•L’echarpe d’iris (Gallimard) (1976) •Ebem Kuþaðý (Delibozuklar Çiftliði) (1977, 2003) •Kýlýç, Uykuda Vurulur (Hürriyet Kitap, Menler) (1978, 2003) •L’espadon (Gallimard) (1979) •Sverdfisken (Aschehoug) (1981) •Delibozuklar Çiftliði (Menler) (1981) •Râna (Kanat Kitap) (2006, 2007) •Mühtedi (Kanat Kitap) (2007) •Ah Vre Sevda (Kanat Kitap) (2008) •Saint Michel 'in Develeri (Kanat Kitap)(2009) •Neydi Suçun Zeliha (Everest Yayýnlarý)(2010)
Bu konu kez izlenmiþtir
|