Bir kültür gerillasý: Bedri Baykam

Yazar: Ýkbal Çiðdem Damar
Bu Yazý Bodrumlife Sayý 10 Nisan 2007 tarihli dergide yayýnlanmýþtýr.
Bir kültür gerillasý: Bedri Baykam Ýkbal Çiðdem Damar
”Kemalizm birileri tarafýndan kasten demode gösterilmek isteniyor”. ”Gerek ben gerek Türkiye dünyada ‘disinformation' denilen bir enformasyonu saptýrma komplosuyla karþý karþýyayýz”.
”Gerek ben gerek Türkiye dünyada ‘disinformation' denilen bir enformasyonu saptýrma komplosuyla karþý karþýyayýz”. (alt baþlýk)
Bedri Baykam deyince resim, sanat, politika, harika çocuk gibi kavramlarla birlikte pek çoðumuzun zihninde farklý çaðrýþýmlar da oluþuyordur sanýrým. Çünkü basýnda yer alan spermli peçete, erotik kadýn güreþleri gibi sansasyonel baþlýklarý hatýrlamamamýz imkânsýz.
Oysa Bedri Baykam hakkýnda bilinmesi gereken çok daha önemli þeyler var. Tüm dünyada ses getirmiþ bir ilerici ve yenilikçi O. 1984 yýlýnda San Francisco Müzesi'nde daðýttýðý manifestoyla, Batýlý büyük ülkelerin tekellerine karþý çaðdaþ sanatta mücadele bayraðýný açmýþ bir sanatçý. Aralýk 2004'te Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenen San Francisco Manifestosu'nun 20.Yýldönümü sempozyumu bu olayýn önemini ve üzerinden 20 yýl geçse de güncelliðini koruduðunu ortaya koyuyor zaten.
Maymunlarýn Resim Yapma Hakký adlý kitabý dünyada pek çok yabancý dile çevrilip Amerika'da ve Fransa'da derslerde okutulmuþ. Sanatta hâkim paradigmalarý yerinden sarsacak iddialarla dolu olan bu kitap, egemen sanat öncülerinin gerçek yüzlerini ortaya çýkartýp insanlarýn eleþtirilerini arttýrmalarýna ve tabularý yýkmalarýna zemin hazýrlamýþ.
Bedri Baykam, en olmayacak þekilde antidemokratik bir uygulamayla tüzük darbesine kurban edilerek 2003 yýlýnda CHP genel baþkanlýk adaylýðý baltalandýðý halde, kiþisel davranmayý reddediyor ve saðduyuyla “ilkeleri” öne çýkarýyor.
Tükenmeyen bir enerjiyle ülkede olan bitenlere duyarsýz kalmýyor, yazýyor, çiziyor, eylem yapýyor. “Ben sanatçýyým” diyerek kendini elit ve ayrýcalýklý bir konuma yerleþtirmeyip, sorumluluk alýyor. Alaycý yaklaþanlara bile cevap vermeye, iletiþim kurmaya çalýþacak kadar kendine güveniyor.
Çaðdaþ Türk Resim ve Sanatý'nýn yok sayýlmasýna itiraz ediyor.
Aþaðýdaki satýrlarý okuduðunuzda siz de göreceksiniz ki Bedri Baykam önce insan, sonra bir sanatçý ve vatansever.
Benim yaptýðým hiçbir þeyde çeliþki yok (Alt Baþlýk)
- Sizi ressam, yazar, politikacý ve diðer tüm kimliklerinizin yanýsýra bir de “kültür gerillasý” olarak tanýmlarsak, neyle karþý karþýyasýnýz?
- Gerek ben gerek Türkiye, dünyada “disinformation” denilen enformasyonu saptýrma komplosuyla karþý karþýyayýz. Bunlar birbiriyle baðlantýlý þeyler, pek çok katmaný var. Her yýl aleyhime otuz kýrk makale çýkar. Ýnsanlar yapacaklarý övgülerde çok cimridir, çamur at izi kalsýn diyenler ise çok çalýþkandýrlar.
- Açýkça söylemem gerekirse, çok yakýn zamana kadar ben de sizi antipatik bulduðumu itiraf ediyorum. Ne zaman web sayfanýzda birkaç makalenizi okudum, sizinle ilgili fikrim deðiþti. Açýk ve yalýn bir þekilde anlatýrken siz, hiç ilgisi olmayan cevaplarla polemikler içine çekilmeye çalýþýlmýþsýnýz. Baðýrsa da sesi kapatýlan birisi diyebilir miyiz size?
- Aciz kalan bir iftira kampanyasýyla karþý karþýya olduðumu düþünüyorum. Çünkü medyanýn dörtte üçünü elinde bulunduran ikinci cumhuriyetçiler ve þeriatçýlar son on beþ yýldýr beraber hareket ediyorlar. Ben Kemalizm'in hâlâ yaþayan en ünlü birkaç sözcüsünden birisi olduðum için -diðer bütün arkadaþlarýmýz öldürüldü- bu kampanya en çok bana yönelik olarak sürüyor. Onlarýn zavallý, sözde liberal demokrat-özde baskýcý ve faþist beyinlerine göre, beni aþaðýlamak çok kolay; “O gitsin renkleriyle uðraþsýn” gibi. Benim yaptýðým hiçbir þeyde bir çeliþki yok. Ben insanlarýn özgürce fikirlerini, sanatlarýný, dünyalarýný ortaya koymalarýný, bundan da isteyenin istediðini almasýný savunan bir adamým.
Kemalizm birileri tarafýndan demode gösterilmek isteniyor. Türkiye'nin en açýk ve avangart romanýný yazan, en avangart resimlerini yapýp resim dilini, toplumun sanata bakýþýný, otuz yýldýr altüst etmiþ bir adam kendisi Kemalizm'in sözcüsü olduðu zaman o Kemalizm'in baðnaz, tutucu, yirmibirinci yüzyýla uymayan, deðiþmeyen, dünyayla uyumlu olmayan bir felsefe olduðunu gösteren teorileri paramparça oluyor. Bunu tek alt etmenin yolu yalanla, sansürle, beni yok sayarak, cevaplarýmý deforme ederek, eylemlerimin içeriðini vermeyerek, sað ve sol iplikleri ters baðlayýp parazit çýkararak, benim dediklerimi halka yalan ve yanlýþ duyurarak, saldýrarak bu kampanyayý sürdürüyorlar.
Yalnýz beni deðil bakýn Yekta Güngör Özden'i, Vural Savaþ'ý da yok sayýyorlar. Onlar da Kemalizm'in sözcüsü þu anda. Yekta Güngör Özden'e, Vural Savaþ'a yada Erol Manisalý'ya AB konusunda, þeriatçýlýk konusunda Gözcü Gazetesi dýþýndaki medya neden “sizin bu konuda o kadar kitabýnýz var, ne düþünüyorsunuz” diye sormuyorlar da durmadan hep ayný þeyleri tekrarlayan sözde liberal demokrat on tane papaðana soruyorlar?
Bodrum kendi kendini yok edecek (Alt Baþlýk)
- Gelelim Bodrum'a. Sizin Bodrum'unuz nasýl bir Bodrum? Bodrum'u seviyor musunuz?
- Bodrum'a yirmi yýldýr her yýl geliyorum. Özellikle son sekiz yýldýr her yýl birkaç ay Bodrum'da kalýp, kitap yazýyorum. Atölye deðiþtirdiðim için 2006'da bu kadar uzun kalamadým. On altý yýldýr çalýþtýðýnýz atölyeyi taþýmak beyin ve kalp ameliyatý yapmak gibi bir þey. Benim Kemik adlý romaným ve en son yayýnlanan otobiyografi türündeki Harika Çocuk ve Sonsuz Okyanus kitaplarýmýn yarýsý, hatta dörtte üçü Bodrum'da yazýldý. Ben Bodrum'da iyi çalýþýyorum.
- Bodrum'daki son geliþmeleri nasýl buluyorsunuz? Örneðin bu yapýlaþmayý?
- Bodrum bugüne kadar kendini beyaz evler, taþ evler, tek katlý evler olarak koruyabilmiþ. Kuþadasý ve Çeþme'nin yapamadýðý gibi. Bodrum þu anda bu kendi koyduðu limitlere raðmen kentleþme sürecini bir an gelecek kendini yok edecek noktaya kadar taþýyacak diye korkuyorum. Yani burasý yazýn on beþ milyon kiþilik bir metropol haline gelirse buraya tatile gelemezsiniz artýk. Buraya tatile gelemediðiniz noktada insanlar gelmemeye baþlar, bu kez fiyatlar düþer, bunlar birbirine baðlý þeyler; bir an gelir yeþile önem vermezsiniz, denizin temizliðine önem vermezsiniz, koyun güzelliðine önem vermezsiniz, orman yakarsýnýz biraz daha arazi elde edip ev yapmak için. Bunlarý yaþýyoruz. Bodrum'u bekleyen kaçýnýlmaz tehditler bunlar. Bir yandan alt yapý yetersizliði, trafiðin Ýstanbul'a dönüþmesi vesaire vesaire, ister istemez Bodrum'un kendi kendini yok etme tehlikesini ben, on beþ yirmi yýl içinde görüyorum.
Küratörlerin kendini sanatçýlardan daha önemli hale getiren baskýcý bir unsur olmasýna karþý çýkýyorum (Alt Baþlýk)
- Bodrum'daki sanat ortamýný gözlemlemek fýrsatýnýz oldu mu? Örneðin Suça Ýþtirak adlý bir güncel sanat etkinliði yapýldý, haberiniz oldu mu?
- Yok ben bu suça iþtirak etmedim. Güzel bir giriþim yapýlmýþ ama maalesef izleyemedim, katalogunu da görmedim. Var mýydý kataloðu?
- Hayýr bir katalog yapýlmadý. O etkinlik içerisinde yapýlan panelde, konuþmacýlar arasýnda yer alan sanatçý Orhan Taylan, sanatçýlarý bir küratörün yönetimi ve yönlendirmesine karþý çýkmaya davet etmiþti. Hatta kendisinin konuþmacý olarak katýldýðý panelin ve suça iþtirak temasýnýn etrafýnda oluþturulmuþ çaðdaþ sanat uygulamalarýnýn yer aldýðý bu etkinliðe, gerçek sanatçýlarýn katýlmayý reddedeceðini belirterek, katýlan sanatçýlarý ve bizi þaþýrtmýþtý. Sizin de Aralýk 2004'te AKM'de gerçekleþtirdiðiniz “Koyun Platformu - Küratoryal þžizofreni” sergisi, küratörlük müessesesine eleþtirel bir yaklaþýmdý. Birbirleriyle baðlantýlandýrýrsak, Suça Ýþtirak gibi Bodrum için farklý bir bakýþ açýsý sunan bir güncel sanat etkinliðine pek çok deðerli sanatçý katýldý, ulusal ve yerel basýn bu sergiye yer verdi. Fakat Orhan Taylan gibi deðerli bir sanatçýmýz, tabii ki bunlarý söylemeye hakký var, “gerçek sanatçý, bu tarz etkinliklere katýlmaz” dedi. Ne anlamamýz gerekiyor bizim bu durumda?
- Ben iki yýl önce düzenlediðim “Küratöryal þžizofreni” sanat etkinliðinde kýrk bir koyunu getirdim AKM'ye ve sanatçýlara dedim ki “siz böyle baþýnýzda çobanla koyun mu olmak istiyorsunuz, özgür sanatçý mý olmak istiyorsunuz? Bu küratörlüðe karþý olduðum anlamýna gelmiyor, küratörlerin kendini sanatçýlardan daha önemli hale getiren baskýcý bir unsur olmasýna karþý çýkýyorum.
Belediyeler, il idareleri, organizatörler ve destekleyenlerin sanatý ciddiye almasý lazým (Alt Baþlýk)
Bodrum bir yaz metropolü. Ankara, Ýstanbul ve diðer illerden insanlar yazýn Bodrum'a geliyor. Türkiye'nin yaz aylarýnýn baþkenti Bodrum. Yaz aylarý sanatta ölü sezondur, bu dönemi canlý sezona dönüþtürme kapasitesi var Bodrum'un. Sanatçýlarýn Bodrum'a önem vermesi normal ve doðal. Bodrum'un da sanatçýlara önem vermesi doðal, fakat bunun gittikçe, yapýlan hatalardan süzüle süzüle doðru bir noktaya doðru ilerlemesi gerek. Bodrum'da sanat organizasyonlarý yapýlsa da, hak ettiði ölçüde ve nitelikte duyurulmuyor. Duyuru bütçeleri yetersiz kalýyor. Güzel bir etkinlik, duyurusu iyi yapýlmadýðýnda boþa gitmiþ oluyor. Fon, bütçe, mantýk eksik kalýyor. Belediyeler, il idareleri, organizatörler ve destekleyenlerin sanatý ciddiye almasý lazým. Pek çok etkinliðin birarada sürdüðü organizasyonlarda sanatý “hadi bu da bulunsun, çeþni” diyerek bir yan etkinlik olarak görmemek lazým.
Gerçek devlet adamlarý yokluðunda bu ülke bir çaðdaþ sanat müzesi üretemiyorsa, medyanýn büyük gazetelerinin sanata ayýrdýklarý bir sayfa yoksa, sizin de adýnýz Fedon'un, Hüsnü þženlendirici'nin yanýnda küçük yazýlýr. Bunlarýn hepsi ayný boþluðun, kültürsüzlüðün yan ürünleri.
Sýfýr devlet teþviki, sýfýr medya yardýmýyla, müslüman mahallesinde salyangoz satar durumuna düþürülerek sanat yapmaya çalýþýyoruz (Alt Baþlýk)
- Sizce Türkiye'de sanat ne durumda?
- Türkiye'de sanat üretiliyor, devlete raðmen üretiliyor. Medyaya raðmen üretiliyor. Biz devlet desteði almadan nitelikli sanat yapmayý sürdürüyoruz bu ülkede. Devletin benimle bunca yýldýr tek iliþkisi, kitap toplama, yargýlama ve beraat etmem konularýnda oldu. Bir de bizi koruyamamasý. Benim gibi Cumhuriyet Gazetesi'nde yazan çok deðerli yazarlardan Uður Mumcu, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kýþlalý ve diðer aydýnlarýmýz öldürüldü.
Biz bu þartlar altýnda, ölüm tehditleri altýnda, sýfýr devlet teþviki, sýfýr medya yardýmýyla, müslüman mahallesinde salyangoz satar durumuna düþürülerek sanat yapmaya çalýþýyoruz. þžu resmin anlaþýlmasý için modern sanat tarihinin kökeninin bilinmesi lazým. Picasso'nun özel hayatýnýn bilinmesi lazým, Bedri Baykam'ýn kim olduðunun bilinmesi lazým, soyut dýþavurumculuk akýmýnýn bilinmesi lazým, kolaj bilinmesi lazým, vesaire. Toplumun bütün bunlarý alacaðý çaðdaþ sanat müzesi yok. Bir tane Eczacýbaþý yapmýþ, birkaç tane de özel müze açýlmýþ son üç yýlda, devlet ise Cumhuriyet döneminde 78140 cami yapmýþ, sýfýr müze yapmýþ. Bakýn yirmi bine yirmi demiyorum, elli bine üç demiyorum, “seksen bine sýfýr” diyorum, tarihte böyle bir maç skoru duydunuz mu?
Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin sözde ilerici, Atatürkçü, aydýnlanmacý, çaðdaþ ve her gün Atatürk'e þapka çýkaran fötr þapkalý büyük devlet adamlarýmýzdan hiç birinin gerçek anlamda Atatürkçü olmadýðýnýn baþ kanýtýdýr. Atatürk yaþarken resim heykel müzesi açmýþtýr; Ankara, Ýstanbul'da ve devlet resim sergilerinden devlet koleksiyonuna ciddi paralara resimler almýþtýr. O paralarý o günün Türkiye bütçesiyle orantýlayarak bugüne aktarýrsanýz devletin yýlda belki yirmi trilyon liralýk resim almasý lazým.
Yarýþtýðýmýz Fransýz, Alman, Ýtalyan ressamlarýn arkasýnda kültür bakanlýklarý var, Deutche Bank var, Rockafeller Vakfý var (Alt Baþlýk)
Biz böyle bir ülkede resim yapýyoruz. Sonra ben uluslararasý piyasada mücadele ediyorum, yýllardýr ülkemi temsil ediyorum. Mücadelesini verdiðimiz Batýlý büyük ülkelerin tekellerine karþý çaðdaþ sanatta ilk mücadele bayraðýný açan benim. 1984 yýlýnda San Francisco Müzesi'nde daðýttýðým manifestoyla, Maymunlarýn Resim Yapma Hakký adlý kitabýmda detaylarý var.
Bu bayraðý ilk açan benim, çünkü Batý'da zaten büyük bir önyargý var Batýlý olmayan kültürlerin çaðdaþ sanat yapmasýna karþý. Bir de kendi ülkenizde kendi devletinize karþý mücadele ediyorsunuz. Sizin rakibiniz olan, yarýþtýðýnýz Fransýz, Alman, Ýtalyan ressamlarýn arkasýnda kültür bakanlýklarý var, Deutche Bank var, Rockafeller Vakfý var þu var bu var, sizin arkanýzda yalnýz size taþ atan, çelme takmaya çalýþan bir basýn, sýfýr destek veren ve sadece sizi sansürlemeye, mahkemeye vermeye çalýþan bir devlet ve medyanýn yazdýðý o alçakça yazýlardan dolayý, eðer kitaplarýnýzý veya röportajlarý okumamýþsa size küçümseyerek, alaylý alaylý bakan bir orta tabaka halk var: “Hadi caným, böyle resim olur mu?” diyen.. Ve siz bunlarýn ortasýnda bir yanda demokrasi savaþý vereceksiniz, bir yanda özgürlük savaþý vereceksiniz, bir yanda var olma savaþý vereceksiniz...
Siz siyasetle uðraþmazsanýz siyaset sizinle uðraþýr (Alt Baþlýk)
- Peki ne öneriyorsunuz, nasýl bir yol izlenmeli sizce tüm bunlarla baþ edebilmek için?
Ben mesela kendi adýma sorumluluk alarak toptan bu sorunlarý çözebilmek için 2003 yýlýnda CHP genel baþkanlýðýna aday oldum. Kendimden çok emindim o kampanyayý yaparken. Kýrk bir il gezdim. Benim aday olacaðým belli olduktan sonra kurultay hemen ertesi gün, yirmi gün önceye alýndý, yani benim kampanya sürem azaltýldý.
Yüzde beþ idi o zaman delege imza mecburiyeti, genel baþkan adayý olmak için. Ben yüzde on imza götürdüm bütün Türkiye'den. Genel baþkanlýk seçimine geçmeye bir saat kala yapýlan tüzük deðiþikliði darbesiyle yüzde yirmiye çýkarýldý o oran ve o yýl uygulandý. Düþünün, kampanya bitmiþ, süre bitmiþ. Bu antidemokratiklik bile deðil, buna kargalar güler. Hiçbir cadý veya tilki bile bu kadar hinoðluhin bir planý ayný kurultayda devreye sokmaya cesaret edemez. Bu olayý medya doðru dürüst ortaya koymadý, bilmesine raðmen. Halk oraya gelip on bin kiþi, yirmi bin kiþi tepki vermedi.
Siz siyasetle uðraþmazsanýz siyaset sizinle uðraþýr ve iþte bakýn gider müziðinizi susturur, gider gece kulübünüzü kapatýr, adým adým gençliðinizi kuþatýr. Adým adým Türkiye'yi Ýran'a benzetmek için sanatý yok eder, kadýn haklarýný yok eder, erotizmi yok eder, resmi yok eder, sinemayý yok eder.. Onun yerine Kur'an kursu koyar, din koyar ve kuþatýr sizi, üzerinize siyah bir çelik perde atar.
Ben seçilirsem bütün diðer sosyal demokrat ve Atatürkçü partilerle birleþme kararý almýþtým. (Alt Baþlýk)
þžimdi burada toplum ne yapabilir? CHP þu þartlarda demokratik yöntemlerle birleþerek þu þekilde bir araya gelse, ben yüzde kýrk beþ oy garantisi veriyorum. Kýrk bir ilde konuþma yaparken beni dinleyenlerin en az yarýsý Baykalcýydý. Bir tek kiþi ben konuþtuktan sonra çýkýp “ya Bedri Baykam, amma desteksiz attýn, nerede yüzde kýrk beþ oy alýyor CHP? þžu bahsettiðin senaryonun elle tutulur bir tek yaný yok” demedi. Diyemedi çünkü anlattýklarým çok net, çok açýk ve tartýþmasýz dayanaklarý vardý.
Ben seçilirsem bütün diðer sosyal demokrat ve Atatürkçü partilerle birleþme kararý almýþtým. Onlarýn hepsiyle anlaþmýþtým. Bakýn ne olacaktý; CHP'nin zaten yüzde on sekiz oyu vardý, diðer sosyal demokrat ve Atatürkçü partilerin oyu yüzde dört beþ civarýndaydý, eder yüzde yirmi iki. Türkiye'de insanlarýn yüzde yirmi beþi oy vermedi. Bunlarýn en az yüzde on beþi sol oydu, “Allah cezanýzý versin, ne haliniz varsa görün” diyen. Bu partiler birleþip, bu sefer seçime birlikte girip beraber hareket etselerdi bu yüzde on beþ küskün oyun en az yüzde onu buraya gelecek ve edecekti yüzde otuz iki. “Sol güçlendi, bizi þeriatten koruyacak” diyen ANAP ve DYP'nin eskiden beri eski Adalet Partisi'ne dayanan oyu yüzde elli, bunun en az yüzde yirmi beþi laik sað oydur. O yüzde yirmi beþ laik sað oyun en az yarýsý buraya destek verse, hadi o da yüz on olsun, CHP'nin oyu yüzde kýrk ikiye çýkacaktý.
Bunun dýþýnda diyecektim ki; kadýnlara yüzde yirmi beþ milletvekilliði kontenjaný, kýrk yaþ altýndaki gençlere yüzde yirmi beþ kontenjan, böylece CHP'nin seçilecek milletvekillerinin çoðu kadýn olacaktý, kýrk yaþ altý olacaktý, onun dýþýnda çok tecrübeli seksen yaþýndaki adam yine girebilecekti, yaþ haddi de yok.
Böylece sizin televizyonda gördüðünüz o pop star yarýþmalarýnda, aktör yarýþmalarýnda, göbek dansý yarýþmalarýnda meþhur olmak için kuyruða giren binlerce genç yerine ‘ben belediye baþkaný olacaðým' diyen, þu diyen bu diyen bütün insanlar CHP kapýsýnda kuyruk olacaktý. Orada da diyecektim ki, zannetmeyin ki bana ulaþýrsanýz, Mehmet Sevigen'e ulaþýrsanýz veya Ali'ye Veli'ye ulaþýrsanýz siz iyi bir yerde sýraya koyulacaksýnýz da seçileceksiniz.
CHP'nin tüzüðü benim yüzümden Ortaçað tüzüðüne dönüþtü, utanýyorum (Alt Baþlýk)
þžu yüzde kýrk ikiye, bahsettiðim yöntemlerle CHP'ye eklenecek kadýn ve gençlerle bu kaça çýkardý, ben size soruyorum. Ýþte ben bu senaryoyu önerdim CHP'ye. Bir tek kiþi çýkýp da “bu olmaz, bu saçma, bu dayanaksýz” demedi. Bütün bu tepkiler ve o konuþmalarýn ayaða kaldýrdýðý heyecan dalgasý Ankara'ya gittikçe beni durdurmak için bulabildikleri tek formül, þu tüzük darbesi oldu.
CHP'nin tüzüðü benim yüzümden Ortaçað tüzüðüne dönüþtü, utanýyorum. CHP'nin tüzüðünü bu hale getirmiþ olmaktan ben utanýyorum. Keþke girmeseydim genel baþkanlýk yarýþýna. Ne kadar acýdýr ki, þu tüzük darbesi yapýlýrken bu antidemokratik harekete destek vermiþ olanlar, daha sonra gidip kendileri genel baþkan adayý oldular ve partinin antidemokrat olduðundan þikayet ettiler.
Türkiye'yi çökertmek isteyenler bunu siyasi partiler üzerinden yürütüyorlar (Alt Baþlýk)
CHP yönetiminden, bir CHPli olarak en büyük antidemokratik silleyi yemiþ kiþi Bedri Baykam'dýr diyorum; buna raðmen yarýn seçim olduðu zaman ben size diyorum ki, CHP'den baþka oy vereceðiniz parti yok.
þžu anda meþhur bir laf vardýr, derneklere filan söylenen “Efendim, particilik yapmayýn”. Türkiye'yi çökertmek isteyenler bunu bir siyasi parti üzerinden yürütüyorlar, peki Türkiye'yi savunmak isteyen insanlar bir siyasi parti üzerinden yürümeyip on yirmi partiye bölünürlerse, otuz derneðe, elli dergiye, yeni kurulacak kýrk partiye bölünürlerse o partinin ve o direncin, halk dayanýþmasýnýn bir siyasi sonuca ulaþýp ülkeyi veya Türkçülüðü korumasý mümkün mü? Deðil.
Bana iftira atanlarýn beni dinlemesini isterdim (Alt Baþlýk)
- Che Guavera'nýn yol arkadaþý Alberto Granado ile bir röportaj yapmýþsýnýz. Sizin yaptýðýnýz böyle iþler de var. Peki ya siz kendinize hangi sorularýn sorulmasýný isterdiniz?
- Benim en çok isteyeceðim þey þu: Bana iftira atan, benim hakkýmda yalan üreten, incir çekirdeðini doldurmayacak yalanlarý büyüterek dev aynasýna tutup halký etkilemeye çalýþan, bütün bu gruplardan en donanýmlý üç yüz kiþinin bir anfide toplanmasýný, sýrayla bana en büyük zehirlerini, iddialarýný akýtmalarýný, benim de buna sakin ve özlü bir biçimde cevap vermemi isterdim.
Bedri Baykam..
1957 yýlýnda Ankara'da doðdu. CHP milletvekili Dr. Suphi Baykam ve Yüksek Mimar Mühendis Mutahhar Baykam'ýn ikinci çocuðu. Altý yaþýnda Ankara, Bern ve Cenevre'de ilk eserlerini sergiledi. 1960'lý yýllarda Avrupa ve Amerika'da sergiler açtý. 1975 yýlýnda Paris'e taþýndý. Sorbonne Üniversitesi'nde iþletme ve ekonomi tahsili. 1980 yýlýnda Amerika'ya taþýndý. 1984'te California College of Arts and Crafts'de resim ve sinema eðitimini tamamladý. 1987 yýlýna kadar Amerika'da yaþadý ve bu süre içinde de San Francisco, New York, Ýstanbul ve Paris'te sergiler açtý. 1987'de atölyesini Ýstanbul'a taþýdý. 1995 yýlý CHP kurultayýnda, CHP Parti Meclisi Üyeliðine seçildi 1999 Aralýk ayýnda, 40 yýllýk sanat serüvenini ele alan retrospektif sergisi Ýstanbul'da, AKM'de açýldý. 2003 yýlýnda CHP kurultayýnda genel baþkan adaylarýndandý "Yurtsever Hareket"in kurucusu 1997 Mayýs ayýnda gazeteci Sibel (Yaðcý) Baykam ile evlendi. 1999 Ocak 'da çiftin Suphi adýný verdikleri oðullarý oldu. Yayýnlanmýþ 19 kitabý var. 89 kiþisel sergi açtý. Güneþ, Tempo, Siyah-Beyaz, Cumhuriyet, Aydýnlýk ve Aksam gazetelerinde köþe yazýlarý yazýyor. 2 yýl boyunca Artist-Skala sanat dergisinin genel yayýn yönetmenliði yaptý. FBTV'de " 2 F 1 B" isimli bir futbol tartýþmasý sunuyor.
Resimler: Bodrum Yalýkavak Port Marina'da 12-19 Aðustos 2006 dönemi düzenlenen Ege Festivali grup sergisinde.
bbaykam anma.jpg Bedri Baykam; Abdi Ýpekçi, Uður Mumcu, Muammer Aksoy ve diðer demokrasi þehitlerinin uðruna can verdiði deðerlerin mutlaka yaþatýlmasý gerektiðini ve anma günlerinin bu deðerlere olan inancýmýzý tazelemek için bir fýrsat sunduðunu ama ne yazýk ki basýnda gerektiði gibi yer almadýðýný belirtiyor.
Bedri Baykam cevreci.jpg Bedri Baykam inandýðý þeyler uðruna mücadele etmekten kaçýnmayan gözü kara bir aktivist. Resimde yeþil çevre için katýldýðý bir eylemde görülüyor.
Bedri Baykam lozan.jpg Bedri Baykam, Ýþçi Partisi lideri Doðu Perinçek öncülüðünde Ýsviçre'de gerçekleþtirilen “Lozan 2005 Buluþmasý”nda ön sýralarda.
Bu konu kez izlenmiþtir
|